Prof.Dr.Murat Cem Miman_ Kulak Burun Boğaz Hastalıkları_ İzmir
YAZAR : 06/12/2015

Kulak temizliği yapmalı mıyız?

Örgü ören teyzemin şişin tersi ile kulağını karıştırması, bir eski arkadaşımın otomobilinin anahtarını kontakt deliği yerine kulağına sokup çevirmesi dün gibi gözümün önünde şimdi. Her KBB’ci yılda en az on kişiden (genellikle yaşlı amcalar, teyzeler) kulakta unutulmuş pamuk çıkarmıştır. Kulak kiri temizleyeceğim diye bitap düşmüş insanlar her zaman her yerdeler. İşte bu nedenle, bu yazımda yıllarca “kulak kiri” diye damgaladığınız, yıllarca haksızlığa uğrayan kulak salgısının aslında nasıl yararlı ve ne kadar da vazgeçilmez olduğunu okuyacaksınız.

Dış kulak yolu, kulak kepçesinden başlayıp, kulak zarına kadar uzanan, yaklaşık 2,5-3 cm uzunluğunda, eğri bir tüp şeklindedir. Sesin kulak zarına yükseltilerek iletilmesinde görev alır. Dış kulak yolumuz çok özel bir deri ile örtülüdür ve kendi kendini temizleyebilme ve koruma yeteneği vardır. Bunu iki özelliği sayesinde yapar: Deri yaşlanma özelliği ve kulak salgısı.

Dış kulak yolunun içerisini döşeyen derinin tüm vücuttaki deriden farkı, kulak zarından kulak girişine doğru yaşlanarak ilerlemesidir. Normalde diğer tüm derimiz derinden yüzeye doğru yaşlanır ve dökülür. Dış kulak yolumuzda ise bu yaşlanma ve dökülme, kulak içi yaşlı deri döküntülerinin birikmesine yol açmadan dışarı doğru yaşlanma şeklindedir. Böylece kulak yolumuz tıkanmamış olur.

“Kulak kiri” (ki artık onu “serumen” diye adlandıralım isterseniz) dış kulak yolunu enfeksiyonlardan koruyan ince bir yağlı film tabakası şeklinde cildi örten bir kulak salgısıdır. Bariyer oluşturarak kulak kanalını sudan korur; dış ortamdan gelen toz ve diğer partiküllerin kulak kanalının daha iç kısımlarına gitmesini engeller. Böylece hem kulak içine toz geçişi hem de alttaki deriye olası enfeksiyon geçişi önlenmiş olur. Serumen, normal miktarlarda bulunduğunda kulak için nemlendirme, asit-baz dengesini sağlama gibi fonksiyonları olan ayrıca içeriğindeki çeşitli maddeler sayesinde antibakteriyel özelliğe sahip bir salgıdır. Bu fizyolojik kulak salgımız, kulak kanalındaki derinin dışa doğru, devamlı ve düzenli olarak göçü vasıtasıyla dışarıya doğru uzaklaştırılır. Buna yemek yerken ve konuşurken yaptığımız çene eklemi hareketlerinin de katkısı vardır. Belki bazılarınız konuşurken kulak kepçesine “pıt” diye serumen düşmesini yaşamışsınızdır.

Kulak kanalının enfeksiyonlardan korunmasında ve sağlıklı kalmasında görevi olan serumenin, ucu pamuklu çubuklarla temizlenmeye çalışılması veya sıklıkla suya maruz bırakılması bu koruyucu faktörün devre dışı kalmasına yol açar. Serumeni olmayan dış kulak yolu, sürekli kaşınan kuru bir dış kulak yolu halini alır ki işte bu durumdan yakınan hasta yakınları muayenede şu cümleleri kurarlar: “Eline ne geçerse sokuyor kulağına, Doktor Bey!”. Farkettiğiniz gibi “ucu pamuklu çubuk” diyorum, “kulak temizleme çubuğu” demedim. Çünkü bu çubukla kulak temizlenmemelidir. Ülkemizdeki bu yaygın yanlışı (galat-i meşhur) düzeltmeliyiz. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi pamuklu çubuk ambalajlarının üzerinde “kulağa sokulmamalıdır” ibaresinin bulunmasını ülkemizin sosyokültürel durumu gerektirmiyor mu artık sizce? Dış kulak yolu temizliği için bu çubukları kullanmak kesinlikle doğru değildir. Zira salgılar içeri itilerek biriktirilmekte ve koruyucu salgı tabakası ortadan kaldırılmaktadır. Kulak kanalı içine aslında hiçbir şey sokulmamalıdır. Bu kurallara uyulmazsa kulak hastalıklarına davetiye çıkarılmış olunur. Serumen dış kulak yolunun sadece giriş kısmında üretilir. Muayenemde serumeni kulak zarına kadar itilmiş, kulak girişi tertemiz hastalarıma “siz pamuklu çubuk kullanıyorsunuz galiba” diye sorduğumda çoğunlukla sorgulu ve utangaç bir “evet” yanıtı alıyorum. Tabii burada sadece ucu pamuklu çubuk değil, kulağa sokulan tüm araçların doğru olmadığını söylüyorum. Bunlar arasında tığ, şiş, firkete, peçete ucu, kibrit çöpü, anahtar ucu ilk aklıma gelenler. Tekrar üzerine basarak belirtmek istiyorum: “Kulağınızın içine bir şey sokmayın, temizlemeye çalışmayın”. İnanın, birşeyle temizlememiz gerekseydi ya orası daha geniş ya da küçük parmağımız daha ince yaratılırdı.

Sıklıkla kulak karıştırılması ve/veya bazı hastalıklar nedeniyle dış kulak yolunun kendini temizleme mekanizması bozulur; dış kulak yolunda serumen ve deri artıkları birikir ve tıkaç oluşturur (biz buna “Buşon” diyoruz. Bu arada tirbuşon ne demek sizce? J). Genellikle banyo yapma ya da denize, havuza girme ardından kulağa su kaçması sonucunda mevcut tıkacın şişmesi aniden dış kulak yolunun tıkanmasına neden olur. Tıkaç oluşumu ile birlikte kişide kulakta dolgunluk hissi, kulak tıkanıklığı, ağrı, kaşıntı ve uğultu-çınlama oluşabilir. Bu hikaye sonrasında muayenede dış kulak yolunda tıkacın görülmesi ile genellikle gliserin, oksijenli su ve karbonat içeren damlalar 2-3 günlük kullanım için reçete edilir. Ardından KBB uzmanı tarafından tıkacın çeşitli alet ya da uygulamalar yardımı ile temizlenmesi (aspiratör ya da vücut sıcaklığına yakın derecedeki su ile yıkama yapılarak) tedavi için yeterlidir. Kısa bir internet araştırması yaptığımda serumenin yumuşatılması için kulağa damlatılması önerilen sıvılar içinde kirpi otu çayı, münver ağacı dutu ve lobelya çayı gibi şeyler okudum ki inanın onları bulmak eczaneden gliserin almaktan zordur diye düşünüyorum. Ayrıca bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum: İnternette satılan kulak mumu veya vakumları ile temizlik sonrası hastaneye komplikasyonla gelen hastalar artık daha sıklaştı!!.. Bu gibi bilim dışı uygulamalara prim vermemek gerek. Hatta öyleki, kulak zarı delik olan veya olma olasılığı olan kişiler, şeker hastaları, bağışıklık sistemi düşük hastalar, kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar, daha önceki muayenelerinde kulak yolu dar veya çıkıntılı olduğu söylenmiş hastalar kulaklarına hiçbir şey damlatmadan Kulak Burun Boğaz doktoruna doğrudan başvurmalılar; muayeneye başlamadan önce durumlarını belirtmeli ve bu hastaların kulakları su ile yıkanarak temizlenmemelidir.

Evde dış kulak yolu temizliği ile ilgili komplikasyonların en basiti kulağın daha da fazla tıkanması iken, bundan başka çok daha ciddi durumlar da gelişebilir: Dış kulak yolunda pamuk ve kibrit çöpü gibi yabancı maddelerin kalması, dış kulak yolunun çok ağrılı iltihabı, kulak zarı delinmesi, geçici sağırlık gibi.

Doktor tarafından kulak temizliğine gelen hastaların en büyük kaygılarından biri de kulak temizletme gereksiniminin alışkanlık haline gelmesi korkusudur. Bilimsel olarak kanıtlanmış böyle bir durum yoktur. Sık kulak temizliğine gelen hastaların dış kulak yolunun kendi kendine temizlenme özelliği bir şekilde yavaşlamış veya bozulmuş olduğu için normale göre daha sık serumene bağlı kulak tıkacı geliştirirler ve bu nedenle sık doktor ziyareti yapmak zorunda kalırlar.

Özellikle yaşlılarda, çocuk ve ergenlerde serumenin aşırı üretilmesi hali, işitme cihazı kullanımı, uzun süreli kulaklık kullanımı, tozlu-kirli ortamda çalışma ve dış kulak kanalında darlık nedenleriyle serumenin dışarı atılamaması durumunda tıkayıcı tip serumen oluşma olasılığı yüksektir. Bu kişilerin yılda 1-2 kez doktora uğramaları gerekir. Laf aramızda, bu ziyaretlere sık sık gelen hastalarımla hasbihal etmek çok keyifli oluyor. İşitme cihazı kullananlarda 2-3 ayda bir serumen temizliği gerekebilir. Ayrıca serumenin cihaza girmesi cihazın bozulamasına da yol açar. İşitme cihazı servislerinin en sık gördüğü cihaz bozukluklarının başında serumene bağlı bozulmalar gelmektedir.

Denize-havuza girme ya da banyo sırasında kulak kanalına su kaçması sonrası serumenin şişerek tıkaç oluşturması ve dış kulak yolu enfeksiyonlarına neden olması yaz mevsiminde sık gördüğümüz bir durumdur. Böylesi durumlar göz önüne alındığında deniz-havuz mevsimi öncesinde Kulak Burun Boğaz muayenesi sonrası kulak yolunu daraltan birikintilerin uzman hekim tarafından temizlenmesi önerilebilir. Kulağına serumen tıkacı birikmiş hastalar uçak yolculuğu sırasındaki basınç değişikliklerinden de rahatsızlık duyabilirler. Kulak zarı ile tıkaç arasındaki hava boşluğu özellikle uçak inerken oluşan basınç düşmesi sırasında sıkışarak ağrı yaratabilir. Uçakla sık seyahat edenlerin Kulak Burun Boğaz muayenesi bu yönden fazlasıyla önem taşır. Yine kendini ifade etmekte güçlük çeken yaşlı ve bakıma muhtaç kişilerde tıkacın temizlenmesi, onların çevre ile bağlantılarını bir derece arttıracaktır.

Deniz, havuz veya banyo sonrası kulağınıza su kaçtığında elinize aldığınız bir pamuk parçası ile kulak yolu girişini kurulama tarzında silmek, su kaçan kulak aşağıda kalacak şekilde başınızı sallamak veya uzaktan saç kurutma makinası ile kulak yolunu kurutmak yöntemlerini kullanınız. Kulak girişine taşmış serumeni temizleme dışında bir takıntınız olmamalıdır. Hele hele genç anneler! Bebeğinizin kulak temizliği üzerindeki hassasiyetinizi bir miktar azaltınız lütfen!

Çok önemli bir uyarı ile sonlandırmak istiyorum: Aniden ortaya çıkan işitme kaybı ve çınlama basitçe sıkışmış serumen tıkacına bağlı olabileceği gibi, ani işitme kaybı dediğimiz ciddi bir iç kulak enfarktüsüne bağlı da olabilir. Aniden gelişen işitme kayıplarında vakit kaybetmeden Kulak Burun Boğaz doktoruna başvurmalısınız.

Kulağınız açık olsun…


PROF.DR. MURAT CEM MİMAN

SINIRLI SORUMLULUK BEYANI

Bu web sitesinin içeriği, ziyaretçileri bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, tedaviye başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez.

Web sitesinin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

HIZLI İLETİŞİM

0232 399 50 50
0535 665 48 34
[email protected]
Medical Point Hastanesi KBB Bölümü
1825. Sk. No:12, 35575 Karşıyaka/İzmir, Türkiye

ÇALIŞMA SAATLERİ

Pazartesi-Cuma : 09:00-17:30
Cumartesi : 09:00-12:30