Prof.Dr.Murat Cem Miman_ Kulak Burun Boğaz Hastalıkları_ İzmir
YAZAR : 13/11/2015

Kreş Çocukları ve Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

“Çocuğumuzu pazartesi sabahı güle oynaya kreşe gönderiyoruz. Salı iyi. Çarşamba hafif öksürmeye başlıyor. Perşembe ateşi yükseliyor. Cuma doktora götürüyoruz ve antibiyotik başlanıyor. Sonraki hafta evde kalıyor ve iyileşiyor. Pazartesi tekrar kreşe gönderiyoruz; ama anlattığımız şeyler yine oluyor. Antibiyotik kullanmaktan bıktık.”

Yukarıdaki hikaye tanıdık geldi mi? Benzer hikayeleri biz Kulak Burun Boğaz doktorları çok sık işitiyoruz. Ebeveynlerin gözlerinde hep aynı umutsuzluk ve hep aynı çare arayışları... Peki sorun nedir? Neden kreşe giden tüm çocuklar böyle olmuyor da bazıları oluyor? Çocuğumu kreşte hasta olmaktan nasıl koruyabilirim? Çocuğumu kreşe göndermeli mi, göndermemeli miyim?

Buyrun okumaya devam edin…

Modern hayatın ve getirdiği sosyoekonomik koşulların aileleri, çocuklarını giderek daha erken yaşlarda kreşlere göndermeleri yönünde zorladığı bir dönemde yaşıyoruz. Akrabalarından çocuklarının evde bakımı için destek alamayan ve her ikisi de çalışmak zorunda kalan anne-babalar kreş çocuğu-hasta çocuk kısır döngüsünün içinde buluyorlar kendilerini.

Kreşlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarına yatkın yaş grubundaki çocukların biraraya gelmesi bulaşıcı hastalıkların bu ortamda cirit atmasına neden oluyor. Özellikle havalandırma için kapı ve pencerelerin artık açılmadığı, güneş ışınlarının yetersiz olduğu sonbahar-kış ayları, bu hastalıkların en sık görüldüğü dönemler. Kreşe giden çocuklarda virüs ve bakterilerin neden olduğu nezle, grip, bademcik, kulak enfeksiyonu, kulakta sıvı birikmesi gibi klinik durumlar  daha fazla görülmekte, evet; ama öte yandan da bunlara maruz kalındığı için çocukların immün sistemi güçlenmekte. Ancak bazen bu enfeksiyonlar o kadar sık oluyor ki sonbahardan ilkbahara kadar çocuklar okul döneminin neredeyse yarısında hasta geziyorlar.

Çocuğumuzu bu kadar sık yineleyen enfeksiyon hastalıkları döngüsünden koruyacak önlemlerin en başında; hasta çocukların okula gönderilmemesi ve bu konuda tüm anne-babaların bilgilendirilmesi geliyor. Buna ek olarak çocuklara sık sık el yıkama alışkanlığı kazandırılması, çocukların temasta oldukları eşya ve oyuncakların günlük hijyenine dikkat eden ve sıklıkla deterjanla temizleten bir kreş yönetiminin olması faydalıdır. El yıkama konusunda katı ve antibakteryel özellikli sabun kullanımı önerilmemektedir. El kurulama için sıcak hava kurutucuları tercih edilmemelidir. Kurulama için sıklıkla değiştirilen ve yenilenen küçük havlular önerilmektedir. Çocukların ve kreş çalışanlarının tırnaklarının kısa olması ve bilezik, künye veya yüzük kullanmamaları önerilmektedir. Bilmem söylemeye gerek var mı ama kreşte ve evde çocuğun çevresinde hiç sigara dumanı olmaması gerekiyor. Ayrıca sınıfları kalabalık olmayan ve dengeli beslenme programı sunan kreşlerin seçimi de hastalık döngüsünü kırmaya olumlu etki edecektir.  

Geniz eti ve bademciği büyük olan çocukların, alerjisi olan çocukların ve bağışıklık sistemi zayıf olan çocukların kreş ortamından daha fazla etkilendiklerini sıklıkla görüyoruz. Sık üst solunum yolu enfeksiyonu da, geniz eti ve bademcik büyümesine ayrıca katkıda bulunur. Kreş, aslında, bu tür problemleri olan çocukları açığa çıkaran bir turnusol kağıdı gibidir. Yatkınlığı olmayan çocuklarda bile enfeksiyon hastalıkları gelişebilmekte iken, yatkınlığı olan çocuklar ne yazık ki daha ilk aydan itibaren doktorları ziyaret etmeye başlıyorlar. Erken yaşlarda kreşe başlanmasının enfeksiyonlar için bir risk faktörü olarak kabul edildiğini belirten pek çok bilimsel çalışmanın da mevcut olduğunu söylemeliyim. Bu yüzden de çok zorunlu değilsek 4 yaş öncesi kreşin iyi bir fikir olmadığı kanaatimi sizinle paylaşmak isterim. Yukarıda kreş ortamının bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söylemiştim. O nedenle kreşe tam gün kayıt yaptırmaktan ziyade, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının az görüldüğü aylarda, kreşe eğitim saatlerinde yarım günlük devamlar işe yarayabilir. Anneler anne sütü ile besleme konusunda bilinçli davranırlar ve çocuk aşılamaları tam yapılırsa risk azalmaktadır. Yoğurt ve dışarıdan probiotik desteğinin ayrıca işe yaradığını gösteren çalışmalar da vardır. 

Kreş ortamında görülen enfeksiyon hastalıklarından işitme sağlığı ile ilgili orta kulak enfeksiyonu ve orta kulakta sessiz sıvı birikimi gibi klinik durumların görülme sıklığı artışlarını önemsiyoruz. Çünkü çocuğunuzun kreşe başladıktan sonra bu yönden yakın takibi ile olası işitme sorunları ve kronikleşecek herhangi bir klinik durumun önüne geçilebilir.

Hasta olduklarında çocukların kreşe gönderilmemeleri hem çocuğun kendine daha hızlı iyileşme olanağı vermekte, hem de diğer çocuklar için riski ortadan kaldırmaktadır. Ateş ölçüm değeri 37,5°C’den daha ateşli çocuklar (normal beden ısısı 36,5°C’dir), ateşi normale döndükten bir gün sonrasına kadar okula gönderilmemelidir. Bulaşıcı olma özelliği taşıyan bir hastalığı varsa diğer çocukların sağlığı açısından çocuk evde tutulmalı, kreşe gönderilmemelidir. Bakterilerle oluştuğu kanıtlanmış ve bu nedenle antibiyotik başlanan çocuklar en azından 2-3 gün antibiyotik kullandıktan sonra kreşe gönderilmelidir. Hastalık bakımına gereksinimi olan bir çocuk inanın evde daha iyi bakılacaktır.

Çocuklarımız sağlıkla büyüsün dileklerimle...


PROF.DR. MURAT CEM MİMAN

SINIRLI SORUMLULUK BEYANI

Bu web sitesinin içeriği, ziyaretçileri bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, tedaviye başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez.

Web sitesinin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

HIZLI İLETİŞİM

0232 399 50 50
0535 665 48 34
[email protected]
Medical Point Hastanesi KBB Bölümü
1825. Sk. No:12, 35575 Karşıyaka/İzmir, Türkiye

ÇALIŞMA SAATLERİ

Pazartesi-Cuma : 09:00-17:30
Cumartesi : 09:00-12:30